Kalyoncu Kışlası’nın
çarşı olması tarihle alay etmektir
Denizciler semti Kasımpaşa’da bulunan
Kalyoncu Kışlası’nın yıktırılıp yerine alışverişmerkezi
yaptırılması küstahça bir davranıştır. Son birkaç yılda bir takım insanlar her kamu binasını otel ve çarşı olarak
görüyorlar. Umarızİstanbul Valisi bu duruma müdahale eder
İstanbul semtleri içinde
Kasımpaşa’nın özgün bir konumu vardır. Genellikle bizim kuşak bu semti kavgacı
insanların yaşadığı fakir bir semt olarak tanır.
O tarafa ayak basmayanların kanaatidir. Kasımpaşa kısa bir betimleme ile denizcilerin semti olarak adlandırılabilir. Tersane Kasımpaşa’nın bitişiğindeydi ve donanma orada demir atardı. Bugün dahi Kuzey Deniz Saha Komutanlığı oradadır ve Kasımpaşa deniz subaylarının yaşadığı bir semttir. Klasik devirlerde Osmanlı donanmasının büyük amirali olan Kaptan-ı Derya (veya Kaptan Paşa)’nın konağı buradaydı. Leventler buradaydı ve mesela Mimar Sinan’ın Piyale Paşa için yaptığı ünlü camii burada olduğu gibi Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa tarafından kendisine yaptırılan Azephane Camii de bugünkü Unkapanı Köprüsü’nün başında yer almak üzere buradadır. Azeb için deniz piyadesi diyebiliriz. Donanma gemilerinde denizcilikten çok savaşmak için bulunan askerlerdi.
O tarafa ayak basmayanların kanaatidir. Kasımpaşa kısa bir betimleme ile denizcilerin semti olarak adlandırılabilir. Tersane Kasımpaşa’nın bitişiğindeydi ve donanma orada demir atardı. Bugün dahi Kuzey Deniz Saha Komutanlığı oradadır ve Kasımpaşa deniz subaylarının yaşadığı bir semttir. Klasik devirlerde Osmanlı donanmasının büyük amirali olan Kaptan-ı Derya (veya Kaptan Paşa)’nın konağı buradaydı. Leventler buradaydı ve mesela Mimar Sinan’ın Piyale Paşa için yaptığı ünlü camii burada olduğu gibi Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa tarafından kendisine yaptırılan Azephane Camii de bugünkü Unkapanı Köprüsü’nün başında yer almak üzere buradadır. Azeb için deniz piyadesi diyebiliriz. Donanma gemilerinde denizcilikten çok savaşmak için bulunan askerlerdi.
Cezayirli Gazi Hasan Paşa 18. yüzyılımızın donanmadaki ilk modernleşmeyi yürüten komutanlarındandır. Bir harp esiriydi. Nerede doğduğu tartışmalıdır. Lakin genç yaşlarında Cezayir’e geçtiği biliniyor. Deniz cengindeki mahareti dolayısıyla buradaki kullar ve leventler arasında sivrilmiş, dayı dediğimiz Mağrip bölgesi komutanları arasında yerini almış; buradaki bir iç iktidar çatışması yüzünden payitahta gelmiş ve Osmanlı donanmasında yükselmiştir. Uzun süre kaptan paşalık yaptığı gibi kısa bir süre Sadaret Kaymakamlığı ve sadrazamlık da yapmıştır. Sert mizacı, prensiplerine bağlılığı ve cengaverliği ile ünlüdür. Kudretini teşhir edercesine yanında bir arslanla gezerdi. Donanmadaki yeniliklerinin arasında en önemli unsurlardan birisi aynı zamanda asayişini sağlamakla sorumlu olduğu bugünkü Kasımpaşa, Beyoğlu, Galata ve Tophanebölgesindeki kalyoncu kolluklarını (yani o bölgedeki karakolları) ıslah etmesi ve o vakte kadar sağda solda barınan leventleri 18. yüzyıl yeni askeri nizamına uygun bir biçimde merkezi bir kışlada toplamak üzere ünlü Kalyoncu Kışlası’nı inşa ettirmesidir.
Tarih sadece
milliyetçilere değil, herkese lazım
Geçtiğimiz hafta üstad Güngör Uras’ın bildirdiği üzere bu kışlayı İstanbul vilayetinin İl Özel İdaresi yıktırıp, AVM denilen çarşılardan birini kurduracakmış. Doğruysa, gayet dar görüşlü ve bu topluma karşı küstahça bir davranıştır. Son birkaç yılda bir takım insanlar ve grupların dar görüşlerine rağmen işadamlığına otel ve çarşı inşasıyla özendikleri görülüyor. Her kamu binasını otel ve çarşı olarak görüyorlar, kimseye kulak asmıyorlar. Makul tasarruflarını gözlediğimiz İstanbul Valisi’nin bu duruma müdahale edeceğini ümit ederiz. Bu Kalyoncu Kışlası daha evvel gayet berbat bir restorasyon geçirmişti. Yeniden düzenlenmesi beklenirken, çarşıya çevrilmesi tarihle alay etmektir. Tarihi miras bazı çokbilmişlerin şuursuzca tekrarladığı gibi sadece milliyetçilere değil, herkese lazımdır. İstanbul ve Kasımpaşa tarihini cahil ve cüretkar zümrelerin elinden kurtarmak gerekir.
Geçtiğimiz hafta üstad Güngör Uras’ın bildirdiği üzere bu kışlayı İstanbul vilayetinin İl Özel İdaresi yıktırıp, AVM denilen çarşılardan birini kurduracakmış. Doğruysa, gayet dar görüşlü ve bu topluma karşı küstahça bir davranıştır. Son birkaç yılda bir takım insanlar ve grupların dar görüşlerine rağmen işadamlığına otel ve çarşı inşasıyla özendikleri görülüyor. Her kamu binasını otel ve çarşı olarak görüyorlar, kimseye kulak asmıyorlar. Makul tasarruflarını gözlediğimiz İstanbul Valisi’nin bu duruma müdahale edeceğini ümit ederiz. Bu Kalyoncu Kışlası daha evvel gayet berbat bir restorasyon geçirmişti. Yeniden düzenlenmesi beklenirken, çarşıya çevrilmesi tarihle alay etmektir. Tarihi miras bazı çokbilmişlerin şuursuzca tekrarladığı gibi sadece milliyetçilere değil, herkese lazımdır. İstanbul ve Kasımpaşa tarihini cahil ve cüretkar zümrelerin elinden kurtarmak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder