İki yenik ordu
Can Dündar Ada
|
Bürokrasinin “milli” sıfatını yakıştırdığı iki bakanlığı vardır:Milli Savunma ve Milli Eğitim...
Bu ikisi, iki büyük orduyu yönetir:
Silahlı Kuvvetler ile eğitim ordusu...
Ne yazık ki ikisi de, “Büyük Zafer”i, birer yenik ordu gibi “kutluyor”, bu 30 Ağustos’ta...
* * *
362 general ve amirali bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 68 general ve amiral tutuklu...
Bahriyelilerin durumu daha da vahim:
Muharip 48 amiralin yarısından fazlası tutuklu...
Eski Genelkurmay Başkanı, “bir terör örgütünü yönetmek”ten yargılanıyor.
Terfilere karar verecek Yüksek Askeri Şura’ya 2 general katılamadı; çünkü hapisteler.
Şura, tutuklu 40 komutanı hep birden emekliye sevk etti.
Darbe hazırlığına karıştılarsa ben hepsinin tasfiyesinden yanayım; ama Balyoz davasının nasıl çürük delillerle yürütüldüğünü gören herkes, bunun darbecileri cezalandıracak bir yargılama değil, “Silahlı Kuvvetler’in geleceğini şekillendirecek bir tasfiye” olduğu görüyor artık...
Tasfiye edilenler bugün Hasdal’da üniformalarını çıkaracak ve “sivil hayat”a Silivri’de devam edecek.
Etrafta muhtıra verecek asker kalmayınca muhtıra işi de “sivilleşti”. Askerin boşluğunu doldurmak için Hükümet içinde bakanlar birbirine muhtıra veriyor artık...
Tasfiyenin fiili sonucunu ise BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş özetliyor:
“Şemdinli-Çukurca arasındaki 400 kilometrelik alan PKK denetiminde. Ordu ancak havadan destek yapabiliyor.”
* * *
Gelelim diğer orduya:
Dünkü Milliyet’in 1. sayfasındaki fotoğraf, oradaki tabloyu da özetliyordu aslında: Bu yıl otomatik olarak okula kaydedilen 66 aylık çocuklar, aileleri okula vermek istemediği için hastane kapısında, rapor kuyruğunda bekliyor.
Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberinden öğreniyoruz ki hastaneler çocuk parkına dönmüş.
Aileler, çocukları için “Yaşıtlarından geridir” diye rapor alıp onları bu eziyetten korumaya çalışıyor.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü “Okul çağına gelenlerin yüzde 90’ı bu yıl kayıt yaptırmayacak” diyor.
Yani eğitim ordusu ricatta...
İstiklal Harbi’nden bu yana asker kaçaklarının ve askerden kaçmak için alınan çürük raporlarının sayısı açıklansa, yine orduda “Her Türk asker doğar” diye eğitim yaptırılır mı acaba?
Savunma ordusundaki “çürük raporu” adeti, şimdi de eğitim ordusuna sirayet ediyor.
Okuldan “Yaşıtlarından geridir” raporuyla kaçan çocuklar, lise sonda mezun olurken de uyduruk hastalık raporlarıyla dershaneye koşuyor.
Böylece çürük raporuyla girdikleri okulun kapısından yine çürük raporuyla mezun oluyorlar.
“Küçük taarruz”un bilançosu da bu...
* * *
Toplamda sayısı 20 milyona yaklaşan, iki dev ordudan bahsediyoruz.
Türkiye’nin hep övünegeldiği savunma ve eğitim ordusundan...
Komutanları yenik, neferleri ezik, “çürük” ordularla, 30 Ağustos’u kutluyoruz bugün...
Köşk’teki kutlama iptal edildi.
Çünkü “Başkomutan” raporlu...
Ona geçmiş olsun.
“Zafer Bayramı” kutlu olsun!
Bu ikisi, iki büyük orduyu yönetir:
Silahlı Kuvvetler ile eğitim ordusu...
Ne yazık ki ikisi de, “Büyük Zafer”i, birer yenik ordu gibi “kutluyor”, bu 30 Ağustos’ta...
* * *
362 general ve amirali bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 68 general ve amiral tutuklu...
Bahriyelilerin durumu daha da vahim:
Muharip 48 amiralin yarısından fazlası tutuklu...
Eski Genelkurmay Başkanı, “bir terör örgütünü yönetmek”ten yargılanıyor.
Terfilere karar verecek Yüksek Askeri Şura’ya 2 general katılamadı; çünkü hapisteler.
Şura, tutuklu 40 komutanı hep birden emekliye sevk etti.
Darbe hazırlığına karıştılarsa ben hepsinin tasfiyesinden yanayım; ama Balyoz davasının nasıl çürük delillerle yürütüldüğünü gören herkes, bunun darbecileri cezalandıracak bir yargılama değil, “Silahlı Kuvvetler’in geleceğini şekillendirecek bir tasfiye” olduğu görüyor artık...
Tasfiye edilenler bugün Hasdal’da üniformalarını çıkaracak ve “sivil hayat”a Silivri’de devam edecek.
Etrafta muhtıra verecek asker kalmayınca muhtıra işi de “sivilleşti”. Askerin boşluğunu doldurmak için Hükümet içinde bakanlar birbirine muhtıra veriyor artık...
Tasfiyenin fiili sonucunu ise BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş özetliyor:
“Şemdinli-Çukurca arasındaki 400 kilometrelik alan PKK denetiminde. Ordu ancak havadan destek yapabiliyor.”
* * *
Gelelim diğer orduya:
Dünkü Milliyet’in 1. sayfasındaki fotoğraf, oradaki tabloyu da özetliyordu aslında: Bu yıl otomatik olarak okula kaydedilen 66 aylık çocuklar, aileleri okula vermek istemediği için hastane kapısında, rapor kuyruğunda bekliyor.
Ayşegül Kahvecioğlu’nun haberinden öğreniyoruz ki hastaneler çocuk parkına dönmüş.
Aileler, çocukları için “Yaşıtlarından geridir” diye rapor alıp onları bu eziyetten korumaya çalışıyor.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü “Okul çağına gelenlerin yüzde 90’ı bu yıl kayıt yaptırmayacak” diyor.
Yani eğitim ordusu ricatta...
İstiklal Harbi’nden bu yana asker kaçaklarının ve askerden kaçmak için alınan çürük raporlarının sayısı açıklansa, yine orduda “Her Türk asker doğar” diye eğitim yaptırılır mı acaba?
Savunma ordusundaki “çürük raporu” adeti, şimdi de eğitim ordusuna sirayet ediyor.
Okuldan “Yaşıtlarından geridir” raporuyla kaçan çocuklar, lise sonda mezun olurken de uyduruk hastalık raporlarıyla dershaneye koşuyor.
Böylece çürük raporuyla girdikleri okulun kapısından yine çürük raporuyla mezun oluyorlar.
“Küçük taarruz”un bilançosu da bu...
* * *
Toplamda sayısı 20 milyona yaklaşan, iki dev ordudan bahsediyoruz.
Türkiye’nin hep övünegeldiği savunma ve eğitim ordusundan...
Komutanları yenik, neferleri ezik, “çürük” ordularla, 30 Ağustos’u kutluyoruz bugün...
Köşk’teki kutlama iptal edildi.
Çünkü “Başkomutan” raporlu...
Ona geçmiş olsun.
“Zafer Bayramı” kutlu olsun!
Can Dündar - Milliyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder