Testi
ABD Elçisi katledildi.
Pandora’nın kutusu açıldı deniyor.
*
Halbuki...
Pandora’nın kutusu yoktu.
Testi’si vardı.
Bildiğin, topraktan testi.
*
Rönesans bilgini Erasmus, gelecek kuşaklar da okusun öğrensin diye, Pandora mitolojisini kitaplaştırırken, tercüme hatası yapmış, Yunanca pithos kelimesiyle pyxis kelimesini karıştırıp, testi’yi kutu haline getirmişti. Tarihe böyle geçti. Ve, tarih hep böyle kaş yapayım derken göz çıkaran hatalarla dolu.
*
Eroin mesela...
*
İngilizler morfin’i icat etmiş, yaralı askerlerin ağrılarını dindirmek için kullanmaya başlamıştı. Sakız gibi çiğnenen afyon’un bağımlılık yaptığı, morfin’in yapmadığı zannediliyordu. Bilahare, morfin’in de bağımlılık yaptığı anlaşıldı, ancak, ahalinin kullanmasını yasaklamak yerine, eczanelerde satışına izin verildi. Kaş yapılmıştı... Çünkü, güzel kafa yaptığını keşfeden zenginler, şakır şakır morfin kullanıyor, devlete güzel güzel vergi getiriyordu. Tam o günlerde, Fransız bi arkadaş, filit pompasıyla tahtakurularını fısfıslayan hizmetçisinden ilham alarak, şırınga’yı icat etti. Göz çıktı... Dönemin sosyetesi, altın günü yapar gibi, morfin günleri düzenliyor, mücevher kutuları içinde altın kaplama şırıngalar satılıyordu.
*
Morfin’in Avrupa’da salgına dönüştüğünü gören Almanlar, kaş yapmaya niyetlendi... Eroin’i icat etti. Hem ilk dozda morfin bağımlılığından kurtarıyor, hem de bağımlılık yapmıyor, sanılıyordu! Göz çıktı... Şişenin üstüne, adıyla sanıyla eroin yazarak piyasaya sürdüler. Baş ağrısına, romatizmaya birebir geldiği, nefes açtığı söyleniyor, hatta, çocuklara öksürük şurubu olarak tavsiye ediliyor, eczanelere geldiği gün tükeniyordu. Öylesine kapışılıyordu ki, reklam vermeyi bile kestiler, kulaktan kulağa zaten yeterince yayılıyordu. Amerikalılar, tarihin bu en büyük tıbbi utancının bırak bağımlılık yapmasını, öldürdüğünü fark edip, ilk yasaklayan ülke oldu ama, iş işten geçmiş, derhal yeraltına inmiş, çoktan karaborsaya düşmüştü.
*
Tıpkı...
*
Bir hata’yı bir başka hata’yla düzeltmeye çalışmanın ne kadar yanlış olduğunu ilk fark eden ABD’nin... Şiddet mağduru ülkelerin sancılarını, daha fazla şiddet’le dindirebileceğini zannetmesi gibi.
*
Özetle.
Pandora’nın kutusu olsaydı, en azından kapağını kapatmak filan mümkündü...
Maalesef, testi kırıldı.
ABD Elçisi katledildi.
Pandora’nın kutusu açıldı deniyor.
*
Halbuki...
Pandora’nın kutusu yoktu.
Testi’si vardı.
Bildiğin, topraktan testi.
*
Rönesans bilgini Erasmus, gelecek kuşaklar da okusun öğrensin diye, Pandora mitolojisini kitaplaştırırken, tercüme hatası yapmış, Yunanca pithos kelimesiyle pyxis kelimesini karıştırıp, testi’yi kutu haline getirmişti. Tarihe böyle geçti. Ve, tarih hep böyle kaş yapayım derken göz çıkaran hatalarla dolu.
*
Eroin mesela...
*
İngilizler morfin’i icat etmiş, yaralı askerlerin ağrılarını dindirmek için kullanmaya başlamıştı. Sakız gibi çiğnenen afyon’un bağımlılık yaptığı, morfin’in yapmadığı zannediliyordu. Bilahare, morfin’in de bağımlılık yaptığı anlaşıldı, ancak, ahalinin kullanmasını yasaklamak yerine, eczanelerde satışına izin verildi. Kaş yapılmıştı... Çünkü, güzel kafa yaptığını keşfeden zenginler, şakır şakır morfin kullanıyor, devlete güzel güzel vergi getiriyordu. Tam o günlerde, Fransız bi arkadaş, filit pompasıyla tahtakurularını fısfıslayan hizmetçisinden ilham alarak, şırınga’yı icat etti. Göz çıktı... Dönemin sosyetesi, altın günü yapar gibi, morfin günleri düzenliyor, mücevher kutuları içinde altın kaplama şırıngalar satılıyordu.
*
Morfin’in Avrupa’da salgına dönüştüğünü gören Almanlar, kaş yapmaya niyetlendi... Eroin’i icat etti. Hem ilk dozda morfin bağımlılığından kurtarıyor, hem de bağımlılık yapmıyor, sanılıyordu! Göz çıktı... Şişenin üstüne, adıyla sanıyla eroin yazarak piyasaya sürdüler. Baş ağrısına, romatizmaya birebir geldiği, nefes açtığı söyleniyor, hatta, çocuklara öksürük şurubu olarak tavsiye ediliyor, eczanelere geldiği gün tükeniyordu. Öylesine kapışılıyordu ki, reklam vermeyi bile kestiler, kulaktan kulağa zaten yeterince yayılıyordu. Amerikalılar, tarihin bu en büyük tıbbi utancının bırak bağımlılık yapmasını, öldürdüğünü fark edip, ilk yasaklayan ülke oldu ama, iş işten geçmiş, derhal yeraltına inmiş, çoktan karaborsaya düşmüştü.
*
Tıpkı...
*
Bir hata’yı bir başka hata’yla düzeltmeye çalışmanın ne kadar yanlış olduğunu ilk fark eden ABD’nin... Şiddet mağduru ülkelerin sancılarını, daha fazla şiddet’le dindirebileceğini zannetmesi gibi.
*
Özetle.
Pandora’nın kutusu olsaydı, en azından kapağını kapatmak filan mümkündü...
Maalesef, testi kırıldı.
Yılmaz Özdil - Hürriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder