Fatih Altaylı

Fatih Altaylı

Libya, Suriye'yi bozar mı?

15 Eylül 2012 Cumartesi, 05:01:31
LİBYA'da ABD Büyükelçisi'nin öldürülmesi ve deli saçması rezil bir film yüzünden İslam ülkelerinde başlayan olayların Türkiye açısından çok vahim sonuçlar içermesinden korkmaya başladım.
Arap Baharı'nın başta ABD olmak üzere Batı tarafından desteklenmesindeki gaye ve neden neydi?
Arap ülkeleri diktatörlerden kurtulacak ve buralarda demokrasi yeşerecek, halkın iradesi egemen olacaktı.
Mısır, Libya ve Tunus'ta rejimler devrildi ve halkın seçimleri iktidara gelmeye, en azından iktidarı paylaşmaya başladı.
Bunun doğal sonucu ne oldu?
Bu ülkelerdeki "İslamcılık" arttı.
İşbaşına geçenler "köktendinciliği" bırakmış "radikallikten uzaklaşmış" makul kişilerdi ama kökleri radikallere uzanıyordu.
Benzer bir geçmişi paylaşıyorlardı. İçlerinden çıkmışlardı.
Sonradan yumuşamış bile olsalar "eski" radikallerdi.
Bunların işbaşına geçer geçmez ilk yaptıkları şey "radikallikten uzaklaştıklarını göstermek"ti. Bunu en net ve açık biçimde yapan Mısır'ın yeni lideri oldu.
Batı dünyası ve ABD rahattı. "Ilımlı İslam" demokratik yollardan gelmişti ve işler rayına girecekti.
Ancak bir film, işlerin rayına çok da kolay girmeyeceğini gösterdi.
Rezil filmin çaktığı kıvılcım bir anda alevlendi. Libya'da büyükelçi ve ekibi öldürüldü. Olayın arkasından El Kaide'nin çıkması muhtemel görünüyor. Yangın İslam âleminde hızla yayıldı. Mısır'da radikaller ayakta. Yemen'de yangın büyük. Pakistan'da durum vahim.
Eminim ki, ABD şimdi düşünüyor. "Acaba buralara demokrasi geldikçe ABD karşıtlığı artacak, radikal İslam güçlenecek mi?" diye.
Ve bu düşünceden etkilenecek yerler arasında sıradaki Suriye var.
Suriye'de Esad'ı devirmek için savaşanların büyük bölümü radikal İslamcı gruplar ve El Kaideciler.
Şimdi ABD ve Batı, "Acaba Esad kalsa daha mı iyi?" sorusunu sormaya başlarsa ve bu soruya "Esad daha iyi" yanıtını verirse bizim durumumuz ne olacak!
Ben bu sorunun Batı'da epeydir sorulduğu ve Esad'ı devirme konusunda içine itildiğimiz yalnızlığın bundan kaynaklandığını zannediyorum.
Bu durumun "soru" olmaktan çıkıp bir "yanıt" haline geldiği anda ne yapacağımızı çok merak ediyorum.