Köşe Yazıları

Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Kültür Topluluğu'nun Blog Sayfasının Köşe Yazıları ve Haber Sayfasıdır.

  • Ana Sayfa'ya Dön
  • Şiir Köşesi
  • Facebook Grubumuz
Arkadaşlar Facebook Grubumuza da bekleriz.
PAÜTF GENEL KÜLTÜR TOPLULUĞU

4 Aralık 2012 Salı

Halep kimler kimler demekti - İskender Pala

İskender Pala
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Halep kimler kimler demekti...

Eskiden Halep deyince aklıma kumaşlar, çarşılar, bezirganlar, kervanlar, yollar ve zenginlik gelirdi.
2012’de artık kurşunlar, havanlar, toplar ve gülleler geliyor. Ve sonra düşünüyorum, bir zamanlar Halep’te Alparslan yaşamıştı, Matrakçı Nasuh yaşamıştı, Özdemiroğlu Osman Paşa ile İpşir Paşa yaşamıştı. Evliya Çelebi kitabında Halep’i anlatmış, orada kısa müddet kalan birileri bile övünmek için “Ben Halep’te iken…” diye söze başlamayı övünç saymışlardı[1].
    Dedik ya, Halep, Alparslan demektir. Eski tarih kitapları, Sultan Alparslan’ın vasiyet ederek babası Çağrı Bey’in mezarının yanına gömülmeyi istediğini yazarlar. Çağrı Bey’in mezarı Merv bölgesindedir, eğer vasiyet yerine getirilebilmiş ise Alparslan da orada olmalıdır; gel gelelim Halep Kalesi’nde yine de Alparslan’a ait bir  mezar mevcuttur.
    Halep Matrakçı Nasuh demektir. Çünkü onun minyatür-harita karışımı kendine has kuşbakışı görüntü ve profil çizim üslubuyla oluşturduğu eserleri içinde en görkemlisi Halep’tir. Eserinde Halep’in Kanuni dönemindeki (halen harap edilmekte olan) bütün binaları ve hatta evleri tek tek görülebilir. İnsanların duyarsızlığı yüzünden Halep’ten geriye yalnızca Matrakçı Nasuh’un çizimleri kalırsa eğer, gelecek kuşaklar bu çizime bakarak kaybettikleri güzellik için yas tutacak ve o yas sırasında belki de bu katliama dur demeyenleri lanetle anacaklardır.
Devamı Var »
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 07:11 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

1 Aralık 2012 Cumartesi

Alevi acısı - Taha Akyol


Taha AKYOL
takyol@hurriyet.com.tr
1 Aralık 2012

Alevi acısı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün talimatıyla Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Madımak olayını araştıracak.

Bu, adli bir araştırma olmayacak. DDK’nın böyle bir yetkisi olmadığı gibi,
2 Temmuz 1993’te meydana gelen faciayı ‘adli’ yönleriyle yeniden soruşturmanın ciddi hukuki zorlukları da vardır. Olaya daha geniş açıdan bakan Cumhurbaşkanı, kapsamlı bir araştırma talimatı verdi: “Olayın oluş şekli, amacı, sonuç ve tesirleri itibarıyla ve dönem içinde yaşanan diğer bazı olaylarla irtibatları itibarıyla bütünlük içinde” araştırma yapılacak.
Ulaşılacak yeni bilgi ve bulgular, en azından ağır ahlaki sorumlulukları kamuoyuna teşhir edecektir. Mümkünse hukuki mekanizma tekrar işleyecektir. Bazı komplo teorileri de sona erecektir. Hepsinden önemlisi, kapsamlı bir araştırma ile bu facianın Alevi yüreklerinde açtığı acıyı kamuoyunun bilgisine ve vicdanına sunmak olacaktır.
Devamı Var »
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 13:07 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

Ağa'sının ormanı Ağa'sının müdürü - Fatih Altaylı


Fatih Altaylı

Fatih Altaylı

faltayli@htgazete.com.tr

Ağa'sının ormanı Ağa'sının müdürü

01 Aralık 2012 Cumartesi, 06:54:06Güncelleme: 06:54:06
ÇEKME-KÖY'de bir devlet ormanı var
Halka açık. Vatandaşların özellikle hafta sonlarında piknik, mesire yeri olarak kullandıkları, bölgede oturanların sabah gelip yürüyüş, spor yaptıkları bir ormanlık alan.
Bir süre önce bölgede Ali Ağaoğlu bir inşaat yaptı.
2B statüsündeki arazisinde My Roseville diye lüks bir site.
Yapar. Kime ne? Sitedeki villaları da 1'er buçuk milyon dolardan sattı.
Ona da karışan görüşen yok.
Devamı Var »
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 13:06 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

İşte gerçek Hürrem - Röportaj

İşte gerçek Hürrem
01 Aralık 2012 Cumartesi - 07:06
"Muhteşem Yüzyıl'daki Hürrem karakteri 20'li yaşlarda sırf güzel diye en mahrem yere, Harem'e sokuluyor. İnanılmaz hırslı ve entrikalarının ardı arkası kesilmiyor. Amacına ulaşmak için başvurmayacağı yol yok. Dekolte kıyafetler giyiyor, koskoca padişahı avucunun içine alıyor, cihan devletinin sadrazamına bile kafa tutuyor. Gözden kaçan "İki Harem'in ve İki Hürrem'in Farkı"nı tarihçi-yazar Talha Uğurluel anlattı.

 
İşte gerçek Hürrem
Yücel KOÇ / ÖZEL RÖPORTAJ - - Amacımız dizide bambaşka bir kimliğe bürünen Hürrem'in bilinmeyen yönlerini öğrenmekti. Tabii bir de cihan padişahı Kanuni'nin bir kadın yüzünden zaafa düşüp düşmediği... Uğurluel ile konuşunca anladık ki doğru adrese gelmişiz.

--------

ASLI TAM TERSİ
Hayırsever ve dindardı
* Hürrem Sultan'ın kötü anlatılması Avrupa'nın oyunu.
* Hürrem hırslı bir kadın değil, hayırseverdi.
* 7 yaşında Harem'e alındı, özel eğitildi.
* Devlet yönetimine müdahale edemezdi.
* Şairdi, Türkçesi de mükemmeldi...
* Edebe aykırı hiçbir davranışı olmamıştı.

-------

Devamı Var »
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 02:41 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

13 Kasım 2012 Salı

ASELSAN ölümlerine CHP’den araştırma istemi

ASELSAN ölümlerine CHP’den araştırma istemi

Cengizhan ÇATAL/ANKARA
13 Kasım 2012

BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan’ın ASELSAN’da çalışan mühendislerin şüpheli ölümleri nedeniyle Başbakanlık Teftiş Kurulu’na verdiği “araştırın” talimatının ardından bir adım da CHP’den geldi. CHP Uşak milletvekili Dilek Yılmaz ve 25 CHP milletvekili milli askeri projelerde çalışan mühendislerin ölümlerinin Meclis tarafından araştırılmasını istedi.

Yılmaz, “Konuyla ilgili olarak savcılık da inceleme yapmasına rağmen şu ana kadar hiçbir gelişme olmadı. Ölen insanlar milli projelerde çalışmışlar. Bu olayların temelinde uluslararası bir casusluk faliyeti de olabilir. Başbakan’ın verdiği talimat sonrası Başbakanlık Teftiş Kurulu’nda ne tür bir araştırma yapıldığına, hangi bilgilerin toplandığına dair herhangibir bilgimiz yok. Konunun bir an önce aydınlatılması gerekiyor” diye konuştu. MHP Grup başkanvekilleri Oktay Vural ve Mehmet Şandır da geçtiğimiz günlerde konunun araştırılması için benzer bir önerge vermişlerdi.
Hürriyet
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 12:45 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

11 Kasım 2012 Pazar

Murat Bardakçı - Ötüken, bozkurt ve keçi


Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

Ötüken, bozkurt ve keçi

05 Kasım 2012 Pazartesi
TARİHİN Arka Odası önceki gece hakikaten "tarihî" bir program oldu.
Eski Türk tarihçiliğinin günümüzdeki en önemli isimlerinden Prof. Ahmet Taşağıl ile Kazakistan'da geçen sene ortaya çıkartılan 1500 senelik Göktürk hükümdar mezarını bulan ekibin mensubu Kazak arkeolog Cantekin Karcaubay'ın katıldığı programda hem Göktürk mezarının, hem de ismi bizde efsane gibi olan Ötüken Ormanları'nın görüntülerini yayınladık...
Program sırasında gelen mesajlardan farkedebildiğim kadarıyla artık ekranın neredeyse içerisine girecekmişcesine seyredenlerden mi bahsedeyim, Ötüken'i ilk defa görmenin heyecanıyla ağlayanları mı anlatayım yoksa yollanan binlerce e-maildeki heyecanı mı?
Cantekin Karcaubay'ın hükümdar mezarında çektiği görüntülerde yeralan 1500 sene öncesinden kalma zarif objeler, renkleri hâlâ canlı gibi duran nefis duvar resimleri ve mezarın mimarî bakımdan mükemmelliği bizde birilerini eminim şaşırttmış, daha doğrusu hayal kırıklığına uğratmıştır! Geçimlerini senelerden buyana "Ah biz Türkler yok muyuz? Nasıl barbar, herşeyi yıkan, kıran, taş taş üstünde bırakmayan, geçmişinde tek bir sanat eseri bile olmayan lânet bir milletiz!" edebiyatından temin eden ve sayıları gittikçe artan zevattan bahsediyorum...
Devamı Var »
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 10:35 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

7 Kasım 2012 Çarşamba

Murat Bardakçı - Kötü olan Cumhuriyet mi, yoksa demokrasi noksanı mı?


Murat Bardakçı

Murat Bardakçı

mbardakci@htgazete.com.tr

Kötü olan Cumhuriyet mi, yoksa demokrasi noksanı mı?

31 Ekim 2012 Çarşamba, 09:20:13Güncelleme: 13:41:58
EN sonunda devletinin kuruluş yıldönümünü bile zar-zor, kör-topal, hardal gazları ve tazyikli sular refakatinde kutlayabilen bir toplum hâline geldik ya, hepimize helâl olsun!
İki günden buyana 29 Ekim'de getirilen yasakların haklı olup olmadığını, ortada ciddî bir ihbarın bulunup bulunmadığını yahut Ankara'daki polis barikatlarının kaldırılması emrini kimin verdiğini tartışmakla meşgul olduğumuz için, Türkiye'de apaçık biçimde ve yoğun şekilde ortaya çıkan bir başka davranışın artık rutin haline gelmiş olması pek dikkatimizi çekmedi.
TV'lerde arz-ı endâm eden bazı hanımlarla beylerin buyuracakları her kelâmın öncesinde besmele çekercesine Cumhuriyet'e ve Atatürk'e mutlaka şöyle bir dokundurur olmalarından bahsediyorum. Böyle başlıyor ve bu hafif ısınma turunun ardından "Cumhuriyet bana belâdan başka ne verdi ki?", "Atatürk'ü sevmeye mecbur muyum?", "Memleketin bugün bu vaziyette olmasının tek sebebi, Cumhuriyet'in seneler boyu devam eden yanlış politikalarıdır" diye hiç durmamacasına kin, nefret ve lânet yağdırıyorlar...
Devamı Var »
Gönderen PAÜTF Genel Kültür Topluluğu zaman: 11:32 Hiç yorum yok:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Bu Blogda Ara

Blog Arşivi

  • ▼  2012 (144)
    • ▼  Aralık (4)
      • Halep kimler kimler demekti - İskender Pala
      • Alevi acısı - Taha Akyol
      • Ağa'sının ormanı Ağa'sının müdürü - Fatih Altaylı
      • İşte gerçek Hürrem - Röportaj
    • ►  Kasım (5)
    • ►  Ekim (9)
    • ►  Eylül (16)
    • ►  Ağustos (110)

Hakkımda

Fotoğrafım
PAÜTF Genel Kültür Topluluğu
Profilimin tamamını görüntüle
PAUTF Genel Kültür Topluluğu

Arkadaşlar, grubumuz herkese açıktır ve isteyen herkes grup sayfasına katılıp paylaşımlarda , ciddi eleştirilerde bulunabilir. İlgi duyan herkesi bekleriz, saygılar.
Harikalar Tic. teması. Tema resimleri enot-poloskun tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.